Üretkenlik

Uzaktan çalışan bir ekibe liderlik mi ediyorsunuz? Bu teknik, çalışma şeklinizi kökten değiştirebilir.

Ekibinizin üyeleri farklı yerlerde ve/veya farklı zaman dilimlerinde bulunuyorsa etkili bir lider olabilmek her zaman kolay değildir. İş yeri psikoloğu Sebastian Salicru’nun ifadelerine göre yöneticiler, bu nedenle görevlerine karşı yaklaşımlarını değiştirmek için "psikolojik güvenlik" adlı bir teknikten faydalanıyorlar.

 

Uzak ekiplere öncülük eden yöneticilerin karşılaştıkları en büyük zorluk nedir? Kendilerine sorduğunuzda neredeyse hepsinden "ekip üyeleri arasındaki mesafe" cevabını alırsınız. Bunun ardındansa farklı lokasyonlar, zaman dilimleri ve ulusal kültürler ile profesyonel kültürlerin birbirine karışması gelir.

Her ne kadar bu koşullar var olsa da hiçbiri uzak ekiplerin liderliğinde karşılaşılan en büyük zorluğu yansıtmamaktadır. Asıl zorluk, ekip üyeleri arasında oluşabilecek psikolojik mesafedir. Bu kritik sorunu önlemek veya aşmak ise "psikolojik güvenliğin" geliştirilmesiyle mümkündür.

Psikolojik güvenlik nedir?

Psikolojik güvenlik, ekip üyelerinin dahil oldukları ekibin kişiler arası risk alımı konusunda güvenli bir yer olduğuna dair ortak inancıdır. Ortak akla sahip olmanın aksine hataları hakkında konuşmaya istekli olan ekipler, bu hataları daha az yapmaya başlar. Bunun sebebi, gelecekteki hata oranlarını düşürerek daha hızlı öğrenip performanslarını iyileştiriyor olmalarıdır. Ekip üyelerinin çok geç olmadan birbirlerinden yardım istemeleri daha olasıdır. Diğerlerinin yanında iyi görünebilmek için her şeyi biliyormuş veya hiç hata yapmıyormuş gibi davranmaya gerek duymazlar. Bir şeyin nasıl yapılacağını bilmiyorken biliyor gibi davranmak ve şüpheli ya da yanlış bir şey görüldüğünde sessiz kalmak adeta felaketin tarifidir.

Büyük bir ticari hava yolu şirketinde çalışan genç bir yardımcı pilotun, uzun bir uluslararası uçuş öncesinde kaptan pilotunun çok önemli bir hatasını fark ettiğini hayal edin. Tam üstünü uyarmayı düşünürken geçen sefer kokpitteki seyrüsefer aletleriyle ilgili soru sorduğu zaman aldığı küçümseyici yorumları hatırlıyor. Sonrasında uçak, kalkışın üzerinden henüz bir saat bile geçmemişken hava trafiği kontrolörlerinin radar ekranlarından kayboluyor…

Ofislerde alınan sonuçlar bu denli dramatik olmasa da işletmenin başarısında en az bu kadar büyük bir önem taşır. Psikolojik güvenliğin olmadığı ortamlarda çalışan ekipler korku, kendini koruma duygularıyla ve yeterlilik izlenimini yöneterek motive olurlar.

Buna karşın başarılı ekiplerde, üyelerine hataları konusunda özgürce konuşabilme imkânı sunan açıklık ve güven ortamı vardır. Bu ortam onların daha fazla ders çıkarmalarını ve sorunları daha iyi çözebilmelerini sağlar. Psikolojik güvenlik ortamındaki ekip üyeleri, ekibin ders çıkarıp başarıya ulaşabilmesi için herkesi dinlemeleri gerektiğinin farkında olduklarından hataları hakkında konuşmaya isteklidirler.

Evet, bu teknik işe yarıyor. Google, 2012 yılında bazı Google ekipleri adeta parlarken diğerlerinin neden bocaladığını araştırmak için Project Aristotle (Aristoteles Projesi) adında bir çalışma yaptı. Bir ekibi başarılı ve başarısız kılan unsurları anlayabilmek için yüzlerce ekibi inceledikten sonra araştırmaları onları cevaba ulaştırdı: Söz konusu ekip çalışması olduğunda asıl farkı yaratan unsur, psikolojik güvenlikti.

Peki uzak ekiplerde psikolojik güvenlik ve güven ortamını oluşturmak için neler yapabilirsiniz? Aşağıda ana hatlarıyla açıklanan altı teknik, Fortune Global 500 listesindeki bazı şirketlerde test edilmiş ve bunların uzak ekiplerin birlikte daha verimli çalışmasına yardımcı olduğu kanıtlanmıştır.

Sebastian Salicru, ekiplerde "psikolojik güvenlik" tekniğinin uygulanmasını teşvik eden bir iş yeri psikoloğudur.

 

1. Buzları kırın

İnsanların birbirini tanımadıkları grup konferans görüşmelerinde havayı yumuşatan kısa bir soruyla başlayın. Bu sorular ekibin birbirini tamamlayan bilgileri, becerileri ve güçlü yönleri bakımından benzerlik ve farklılıkları hakkında bir tartışma başlatmanıza yardımcı olur. Örneğin onlara "John, bize kısaca kendinden bahseder misin?" veya "Krishna, sana göre en güçlü üç yönün nelerdir?" gibi sorular yöneltebilirsiniz.

2. Doğru teknolojiyi seçin

Başarının temelinde daima en güncel teknolojiler yatmaz. Başarı bundan ziyade mevcut iş (özellikle konferans görüşmeleri) için en doğru teknolojiyi kullanmaktan geçer. Görüntülü görüşmeler, yalnızca sesli görüşmelere kıyasla çok daha fazla işe yarar. Konuşmacının kimlerle konuştuğunu görüp diğer katılımcıları toplantıya daha fazla dâhil olmaya teşvik edebilmesini sağlarlar. Burada karşıdaki kişilerin sesinin yanı sıra vücut dilini ve duygularını okuyabilmek de önem taşır.

3. Herkese liderlik yapma şansı tanıyın

Projelerde mümkün olduğu durumlarda lider/kolaylaştırıcı rolünü dönüşümlü olarak dağıtın. Bu şekilde her bir üye sorumluluk alıp ekibi yönetme fırsatı bulmuş olur. Bu teknik yalnızca güven ortamını gösterip oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda üyeleri daha fazla katılımda bulunmaya ve sorumluluk almaya da davet eder.

4. Uzak eşleştirme sistemi kurun

Daha önce tüplü dalış yapmış olanlar, yanında güveneceği bir partnerinin olmasının ne kadar önemli olduğunu bilir. Buradaki göreviniz, tüm dikkatinizi birlikte daldığınız kişiye vermektir: O, sizden sorumlu olduğu gibi siz de ondan sorumlusunuzdur. Çalışırken de aynı durum geçerlidir. Herkesi destek veya tavsiye almak için danışabileceği kişilere bağlayın. Böylece çalışanlar, kendilerine sahip çıkan birilerinin olduğunu bilirler. Üstelik aynı şekilde başkalarının da kendilerine güvendiğini bildiklerinden kendilerini değerli hissederler.

5. İnsanların yalnızca başarılarını kutlamayın

Bu, çeşitliliğin teşvik edilip farklı kültürler arasında anlayışın geliştirilmesinde özellikle faydalı bir yöntem olabilir. Örneğin tüm ekip üyelerinden yaşadıkları şehrin birkaç fotoğrafını veya bir videosunu çekmesini isteyebilirsiniz. Böylece her bir kişi, kendisi veya hayatında olup bitenler hakkında konuşma fırsatı yakalamış olur.

6. Başarısızlıkları ve çıkarılan dersleri paylaşın

Başarı hikayeleri harika olabilir ancak yalnızca bu hikayelerden bahsederseniz ekibiniz sizinle ilişki kurmakta zorlanabilir. Psikolojik güvenliği sağlayabilmek için kırılganlığı konu alan hikayeler paylaşmanız daha faydalı olacaktır, böylece güven ortamının temelleri de atılmış olur. Sözü geçen bu hikayeler, yaptığınız hatalar ve bu hatalardan çıkardığınız dersler hakkında olabilir. Ayrıca zor kararlar almak veya adımlar atmak zorunda kaldığınız "gerilim" hikayelerini de paylaşabilirsiniz. Bunların hepsi, ekip üyeleri arasındaki bağların güçlenmesine yardımcı olur.

 


Sebastian Salicru, dünya çapında çalışan bir düşünce lideri, liderlik gelişim uzmanı ve iş yeri psikoloğudur. Ayrıca "Leadership Results: How to create adaptive leaders and high-performing organisations for an uncertain world "(Wiley, 2017) adlı kitabın da yazarıdır.