Uzman görüşü

Uzaktan çalışmanın ticari gayrimenkule etkisi

KOBİ’ler (küçük ve orta büyüklükteki işletmeler) küresel ekonomide iş hacminin ana yaratıcısı. OECD ülkelerinin çoğunda işlerin %60 ila %70’ini KOBİ’ler sağlıyor. Bu büyük katkıya karşın KOBİ’lerin yalnızca yarısı beş yıldan uzun süre hayatta kalıyor ve yalnızca küçük bir kısmı potansiyelini tamamen değerlendirip hızla büyüyen bir firmaya dönüşebiliyor.

Belirsizlik, küçük işletmelerin karşılaştığı en büyük zorluklardan. Küresel ekonomik çerçeveye ve siyasi manzaraya bakılırsa, şirketlerin çalışan sayısı, müşteri tabanı ve küresel büyüme arasında karar verme aşamasında hem hayatta kalmalarına olanak verecek, hem de büyüme hedeflerini yerine getirecek doğru kararlar alması gerekiyor. Çoğu zaman birçok şirket 12 ay içinde iki kat daha fazla ya da daha az ofis alanına gereksinim duyup duymayacağını öngörmeye çalışıyor.

Kendi hesabına çalışan girişimcilerden oluşan veri tabanımızdan Regus Dev Anketi (GBS) aracılığıyla elde ettiğimiz verileri kullanarak hızlı büyüyen şirketlerin karşılaştığı büyük zorluklar ve istikrarı riske atmadan başarılı olma yolları üzerine akıl yürütüyoruz.

Brexit’ten kaynaklanan siyasi ve ekonomik belirsizliğe ek olarak Çin’deki ekonomik dalgalanmanın sonucunda, hızlı büyüyen küçük şirketlerin yayılma stratejisini doğru kurması her şeyden önemli.

Dünya Ticaret Örgütü, 2016 yılında küresel ticaretin az da olsa büyüyeceğini ancak 2017’de büyümenin hızlanacağını öngörmüştü. Pek çok şirket bunu ihracat girişimleri için bir fırsat olarak görüyor. Ürün ve hizmetleri ilk kez yeni pazarlara sunmak, beraberinde yeni bir piyasada görünür olma ve yeni bir tüketici kitlesinin taleplerine yanıt verme konusunda yeni zorluklar getiriyor. Bazılarıysa yerel sahada büyümeyi seçiyor, çalışan sayısını artırıyor ve daha büyük bir müşteri havuzu arayışına giriyor. Bu girişim de toplantılar ve işe alım için özenli bir emlak yönetimi gerektiriyor; ancak karar alma süreci değişimin hızına ayak uydurabilecek kadar seri olmalı: Bu da esnekliğin anahtar kelime olduğunu gösteriyor.

OECD verilerine göre, finansal erişim sorunları dünyada hızla büyüyen şirketlerin gelişimine ket vuruyor. Özellikle ekonomik açıdan zorlu bir ortamda, işinize en uygun stratejiyi kurma derdine bir de finansmana erişme sıkıntısı ekleniyor. Şirketler, kaynaklarını fazla tüketmeden çeşitli büyüme stratejilerini test etmeye çalışırken, paylaşımlı ofisler ve esnek kiralama başta olmak üzere yeniden şekillendirilebilir çalışma alanı seçenekleri ve kiralanabilir toplantı odalarıyla çalışma alanları giderek daha fazla rağbet görüyor.

Bu seçenek mücadeleden vazgeçmeyen küçük şirketlerin son çaresi olmaktan uzak olsa da, aslında büyüme potansiyelini dikkate değer şekilde artırıyor. Hızla büyüyen şirketlerin yeni pazarlarda karşılaşabileceği zorlukları ve bunların hızlı değişimden faydalanmanıza nasıl imkan verdiğini keşfediyoruz.

Büyümeyi planlamanın birinci etabı büyümenin gerçekleşebileceği alanı yaratmaktır. Bu da karar değiştirebilecek yapısal ve finansal esnekliğe sahip olmak ve fırsatları karşınıza çıktığı anda değerlendirmek anlamına gelir.

2015 yılında Zurich’in düzenlediği küresel KOBİ araştırmasına göre şirketlerin büyük bir çoğunluğu (%91) mal edinmeden çok organik büyümeye inanıyor, %31’i ise masrafları ve harcamaları azaltmanın 2015’te karşılarına çıkan en önemli büyüme fırsatı olduğunu düşünüyor. Bu veri, şirketlerin güvenli büyüme için büyük ve uzun vadeli yatırımlar yerine; var olan temellere dayanarak, insan kaynakları giderlerini ve genel masrafları sıkıca kontrol ederek yeni fırsatlar kovaladığını gösteriyor.

Esnek ofis alanlarını seçmek, gider kontrolü stratejileri arasında giderek popülerleşen çözümlerden biri. Pek çok şirket ofis için esnek kiralama modellerini veya paylaşımlı çalışma alanlarını seçiyor. KOBİ araştırmasına göre şirketlerin %79’u ortak çalışma alanlarını sabit kiralama düzenlemelerinden daha uygun maliyetli olduğunu düşünüyor.

Maliyet kontrolünün her türlü büyüme stratejisinin anahtar unsurlarından biri olduğunu ortaya koyan açık göstergeler mevcut. Araştırmamız, şirketlerin %81’inin genel olarak sabit vadeli ofis kiralamaktansa esnek çalışma seçeneklerini benimseyen firmaların tasarrufla kenara koyduğu meblağın büyüme yatırımı olarak kullanılması gerektiğini düşündüğünü gösteriyor.

Esnek bir ortam sağlayarak büyümeyi mümkün kılma stratejisi öyle başarılı oluyor ki KOBİ araştırmasına göre dünyadaki küçük şirketlerin %60’tan fazlası günümüzde ortak çalışma alanlarını tercih ediyor. Bununla birlikte, şirketleri bu seçime yönelten nedenler, satış stratejilerinin var olan pazarları mı, yoksa yeni pazarları mı hedeflediğine göre çokça değişiklik gösteriyor.

Var olan bir pazara girmek ve yayılmak hiç de kolay değildir. Yerli ve yabancı arenalarda üst düzey rekabet ve şirketlerin uzak mesafeden çalışması çoğu zaman piyasada öne çıkmalarını, dikkat çekmelerini ve yeni fırsatları kâra dönüştürmelerini zorlaştırır.

Hızla büyüyen ve başarının peşinden koşan bir şirket için bir imaj yaratmak ve bir marka inşa etmek, doymuş bir piyasada yeni müşteriler çekmek için önemli bir adımdır. Regus’un hazırladığı BDA’ya yanıt verenlerin %60’ı doğru seçilmiş bir ofisin gösterişli olması ve profesyonel görünmesi gerektiğini, olduğundan daha büyük bir şirket izlenimi vermesinin önemli olduğunu söylüyor.

Hızlı büyüyen şirketler bu şartları kendi büyük ofislerini kurarak sağlamaya çalışıyor; ancak ortak çalışma alanları da toplantı odaları, ileri teknoloji ve mevcut veya potansiyel yeni iş bağlantıları sunuyor. Aynı şekilde, esnek ofisler, uzun süreli yatırım ve kiralama taahhüdü olmaksızın, ihtiyacınız olanı ihtiyaç duyduğunuz anda kullanma fırsatı sunar ve akıllıca tasarlanmış, iyi bağlantılara sahip çalışma alanlarına erişebilmenize olanak veriyor.

BDA araştırmasına yanıt verenlerin %68’i, ortak çalışma alanlarının şirketlerinin sürdürülebilir büyüme imkanı verdiğini düşünüyor; %44’ü ise esnek çalışmanın şirketlerine atiklik kazandırdığına inanıyor. Bu görüşün temel nedenlerinden biri esnek çalışma alanlarının küçük şirket bütçeleriyle büyük şirket imkanlarına erişim sağlaması.

Esnek ofis alanlarının bir diğer hayati özelliği, girişimlerinizi kazanca dönüştürmenizin ardından, yani ekstra masraf olmaksızın kısa sürede ve çalışan sayısını artırmanız gerektiğinde ortaya çıkıyor.

BDA katılımcılarının %73’ü, ekstra masraf olmaksızın çalışma alanını hızla büyütmenin veya küçültmenin esnek çalışma alanlarının en önemli faydası olduğunu dile getiriyor. Regus’ın kısa vadeli kiralama olanakları, şirketlerin herhangi bir cezai yaptırım ya da beklenmedik fiyatlandırma olmaksızın kullandıkları alanı hızla büyütebilme ve her duruma uyum sağlayabilme şansı sunuyor.

Bu olanak, özellikle hızla büyüme için gereken iletişim ağını kullanabildiğiniz, yeni bir pazara uyum sağlamak için beklemek yerine fırsatları ortaya çıktıkları anda değerlendirmeniz gereken yerel genişleme girişimleri söz konusu olduğunda daha büyük önem taşıyor.

Konu çalışan sayısını artırmaya geldiğinde, insan kaynağını kendine çekebilmek de bir diğer önemli faktör. Esneklik bu noktada da önem kazanıyor. Yeni iş gücü, çalıştığı ofisin yapısından bugün geçmişte olduğuna nazaran çok daha fazla etkileniyor; çalışanların %61’i daha esnek çalışma koşulları olan başka bir işe geçmeye hazır. Çalışan sayınızı hızla artırmanız gerekiyorsa bunun gibi faydalar sunmak işe alım sürecinizi kısaltabilir ve verimliliğiniz azalmadan, hızla büyümeye devam edebilirsiniz.

İster kendi ülkenizde, isterse yurt dışında olsun, yeni yerlere geçiş yeni kültürlere ve taleplere uyum sağlamayı gerektiren bir gelişim sürecidir. Bu ortamda esnek ofis sözleşmeleri, finansal istikrarı riske atmadan ortamı güvenli bir şekilde test etme fırsatı verir. Uzun süreli kiralama yapmadan, prestijli ve uygun bir yerde, çalışma alanınızı arzu ettiğiniz şekilde genişletebilir ya da değiştirebilirsiniz.

Regus araştırmasına göre yeni alanlara geçerek fiziksel açıdan müşteri ve alıcılara yakın olmanın bir dizi yararı bulunuyor. Şirketlerin %74’üne göre bu fiziksel yakınlık görünürlüğü artırıyor, markanın yeni bir pazarda güçlenmesini ve sunulan hizmetin öne çıkmasını sağlıyor.

Esnek çalışma alanlarını tercih etmek aynı zamanda dönüştürücü bir etkiye sahip. BDA’ya yanıt verenlerin %66’sı, esnek çalışma alanlarının bir dizi yerel şirkete yakın olma fırsatı verdiği için yeni iş ve proje olanakları sunduğunu dile getiriyor. Bu durum, hızla büyüyen şirketlerin potansiyel müşterilerle daha hızlı iletişim kurması ve müşteri portföyü oluşturması anlamına geliyor.

Bütün bunlarla birlikte, yerelleştirme karşılaşılan temel zorluklardan biri olmaya devam ediyor. Hedef pazarınıza yakın bir yer bulmak müşterilerinizi ve piyasaları daha iyi anlama olanağı sunuyor (63%). Bir dizi şirket ve profesyonelle doğrudan yeni hedef pazarınızın sahasında iletişim kurmak, size masa başı araştırmalarla elde edemeyeceğiniz pek çok bilgi sunar: Çalışma biçimleri, işi etkileyen kültürel alışkanlıklar veya kuş bakışı fark edilmeyebilecek özel piyasa şartları, vb.

Ofisimizi kullananlara göre yeni pazarlara açılan şirketler için eşit derecede avantajlı olan bir şey de müşteriye yakın ofislerde faaliyet göstermek ve bu sayede müşterilerin sorunlarına daha hızlı ve daha etkili bir biçimde yanıt verebilmek (74%), bu da yeni bir pazarda itibar kazanmak için çok önemli unsurlardan olan iyi müşteri ilişkilerine ve daha yüksek müşteri memnuniyetine imkan veriyor.

Büyümenin mutlaka önemli bir finansal yatırım anlamına gelmesi gerekmediğini, belirli büyüme senaryoları için esnek ofis alanlarının ne kadar avantajlı olabileceğini daha önce gördük. Ancak hızlı büyüyen şirketlerin aylık olarak karşılaşacağı bazı zorluklar da mevcut.

İşinizi nerede büyütürseniz büyütün, düzensiz büyüme veya talepte kısa süreli dalgalanmalar görmeniz mümkün. Uzun süreli kira sözleşmelerine veya mülk edinmeye yatırım yaptıysanız, finansal gücünüzü artık gereksinim duymadığınız bir şeye bağladığınız için ağır ve zorlayıcı bir süreç yaşayabilirsiniz. Esnek alanlardaysa çalışan sayınızı işinizdeki dalgalanmalara uyacak şekilde, dikkate değer bir sermaye maliyeti olmaksızın artırıp azaltabilirsiniz.

Konu küresel iş ve istihdam trendleri olduğunda da esneklik sizin dostunuz sayılır. Örneğin, BDA araştırması, şirketlerin %44’ünün esnek çalışma şartları benimsemelerinin en önemli nedenlerinden biri olarak, değişen piyasa taleplerine yanıt verebilecek atik bir organizasyon ihtiyacından söz ediyor.

Bu karmaşık görünse de aslında basit bir ilkeye dayanıyor. Piyasa talepleri değişkenlik gösterir, işinizin de buna uyum sağlamak için genişlemesi ya da daralması gerekir. Çalışan sayısını artırmak ve azaltmak yerine çalışanlarınıza daha kısa sürelerle çalışma, projeleri dışarıdan yönetme ve ofisinize yalnızca toplantı ve değerlendirmeler için uğrama olanağı verin.

Geleneksel ofis alanı, ek masraflar ve alanın bir kısmının değerlendirilememesi gibi durumlar olmadan bu değişikliklere yanıt veremez. Sabit bir modelde, çalışanlarınızın dörtte biri daha kısa sürelerle çalıştığında ofisteki çalışma masalarının haftanın büyük bir kısmında boş kalması için para veriyorsunuz demektir. Esnek alanlarsa tam olarak ihtiyaç duyduğunuz kadar alanı, yalnızca gerçekten ihtiyaç duyduğunuzda değişime verimli şekilde yanıt vererek kullanmanıza olanak tanır.

Anahtar niteliğindeki bilgilerDalgalı bir küresel ekonomide hayatta kalmak ve gelişmek için ortak çalışma alanları kullanın. 

Anketi yanıtlayanların %79’u, sabit kira anlaşmalarına kıyasla ortak kullanımlı çalışma alanlarının daha uygun maliyetli olduğunu dile getiriyor.

Giderlerinizden artırdıklarınızla şirketinizi şaha kaldıracak yatırımlar yapın.

Şirketlerin %81’i sabit ofis alanı kiralamak yerine esnek çalışma alanlarının seçilmesiyle kenara koyulan paranın yeni büyüme girişimleri için yatırım olarak kullanılması gerektiğini düşünüyor.

Büyümeye yardımcı olacak yeni pazarlara dahil olun. 

Hedef pazarınıza yakın bir alana geçmek görünürlüğü artırır (%74). Müşterileri ve piyasaları anlamanıza yardımcı olur (%63).

Ortak çalışma alanlarını yeni iş fırsatları için kaynak olarak görün

Anketi yanıtlayanların %66’sı ortak çalışma alanlarının kendilerine yeni iş ve proje fırsatları verdiğini söylüyor.

Sürdürülebilir bir büyüme stratejisi için kısa süreli kiralamaya geçin.

Şirketlerin %73’ü, ortak çalışma alanlarının en önemli avantajının, ekstra masrafa gerek kalmaksızın büyütme ve küçültme işlemlerine olanak vermesi olduğunu söylüyor.